26 Mayıs 2021 Çarşamba
Cemiyet hayatının yakından tanıdığı isimlerden Seda Şanik pandemi döneminde radikal bir karar aldı. Pandemi döneminde birçok esnafın kepenk kapatmak zorunda kaldığı bir dönemde gıda sektörüne girmem kararı alan Seda Şanik, Beylikdüzü’nde Gür Meat adını verdiği bir şarküteri ile ticaret hayatına atıldı.
Seda Şanik açmış olduğu şarküteri vasıtasıyla müşterilerinin siparişlerini evlerine ulaştırırken sattığı ürünlerde aracıları aradan çıkararak daha ucuz maliyetle müşterilerine satışa sundu. Kısa bir sürede Beylikdüzü’nde ciddi bir müşteri portföyü yakalayan Şanik kısa bir süre içerisinde Sefaköy’de birçok ünlü isminde açılışına katılacağı görkemli bir açılışla ikinci işyerini açmak için hazırlıklara başladı.
Yazdığım birçok öykünün, özellikle de son yazdığım öykülerin üslubuna yönelik değişik yorumlar alıyorum. Değişik yorumlardan kastım, büyük çoğunlukla olumlu ifadeler; ama beni esas etkileyen nokta, iç dünyalarına indiğim karakterlerin yansıması ve okurda oluşturduğu ironi oluyor. Neden klasik düz hikâyeleme yöntemiyle anlatmadığım ve bu yolu tercih ettiğim soruluyor. Aslında tamamen ironi öyküler veya karakterler anlatmıyorum; ama yine de aktarmak istediğim olay ve mekân örgüsünü bu şekilde daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum.
Ömer Seyfettin öykülerini hatırlarsanız bu tarza güzel bir örnek teşkil edebilir. Büyük usta, bazen çok basit bir olayı bile kullandığı ironi içeren kelimeler veya cümlelerle hafızamıza kazımıştır. İronik anlatım her ne kadar üzerime yapıştıysa da bu durumdan hiç şikâyetçi değilim. Evet, bu benim için bir tarz oldu, diyebiliyorum.
Anlatım tarzımla örtüşen bir diğer parametre de ters köşe biten sonlar oldu. Düşünün ki aşk acısı çeken bir karakteri anlatıyorsunuz, karakter bir bunalımdan çıkıp diğerine giriyor, hayatı kendine zehrediyor, yapmaması gereken ne varsa yapıyor ve okuyucu olarak bunun güzel bir sonla bitmesini istiyorsunuz. Hep mutlu sonla bitsin, sevenler kavuşsun, aşk acısı bitsin istiyoruz ama öyle olmuyor; çünkü hayatın kendisi de öyle değil. Çok küçük nüanslar bizi eyleme geçirip motive etse de eğer bir acı çekilmesi gerekiyorsa çekilmeli, o zorlu yol çok acı olsa da yürünmesi gerekiyorsa yürünmeli. Genelde bu duyguyu yansıtmaya özen gösteriyorum; ama kesinlikle “Şu mesajı vermek istedim.” gibi kelimeler kullanmıyorum. Yazdığınız roman veya öyküdeki mesajı bırakın, okuyucu istediği gibi algılasın. Okura her zaman güvenmek gerek. Edebi eserler; bu bağlamda özgür ve sınırsız yapılardır, her okurda bıraktığı iz de farklıdır.
Sonbaharda meydana gelen ısı değişimi, yeni mevsime uyum sağlayabilmeleri için tüm canlılarda bazı değişikliklere yol açıyor. Ağaçların yaprak dökmesi gibi insan vücudunda da mevsimsel dönüşüme hazırlık sırasında bağışıklık sisteminde zayıflamalar olabiliyor.
Aynı zamanda havanın serinlemesi ile nezleye ve gribe yol açan virüslerin sayısının arttığına da dikkat çeken Acıbadem Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yaser Süleymanoğlu, “Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar bağışıklık sistemlerindeki zayıflık nedeniyle grip salgınından daha çok etkileniyor. Bu nedenle özellikle bu grubun aşı olmasını öneriyoruz” diyor. Dr. Yaser Süleymanoğlu, gripten korunmanın 10 etkili yolunu anlatırken Covid-19 tehdidi ve grip arasındaki ilişki hakkında da “Covid-19 hastalığı geçirmekte olan kişinin grip olup olmayacağını ya da tam grip geçiren kişinin Covid-19’a yakalanıp yakalanmayacağını henüz bilmiyoruz” açıklamasında bulunuyor.
Sonbahar ve kış mevsiminde ortaya çıkan “rinovirüs, koronavirüs, adenovirüs ve repsiratuvar sinsiyatal virüs” aileleri neredeyse hepimizin yakındığı nezle ve soğuk algınlığı şikayetlerine neden oluyor. Bu rahatsızlıklar daha kolay atlatılsa da yüksek ateşe neden olan grip daha tehlikeli bir hal alabiliyor. Gribe yol açan influenza virüsünün her yıl değişkenlik göstererek yeni bir türüyle ortaya çıktığını kaydeden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yaser Süleymanoğlu, “Bağışıklık sistemimiz bu virüslerin önceki türünü tanıdığı için tekrar nezle ya da gribe yakalanma riski artlar. Hele çocuklar, yaşlılar ya da diyabet, kalp, yüksek tansiyon, KOAH ve astım gibi hastalıkları olanlar, bağışıklık sistemlerinin zayıf olması nedeniyle gribe daha yatkın oluyor” diye bilgi veriyor.
Bu yıl akla takılan en büyük soru, halen devam eden pandemi sürecinde Covid-19 ve influenza virüslerinin birbirine olan etkisi ya da risk artırıcı yönleri olup olmadığı. “Grip olmak Covid-19’a yakalanma riskini artırıyor mu? Hastalığın daha ciddi seyretmesine yol açabiliyor mu?” sorularının cevabının henüz bilinmediğini ifade eden Dr. Yaser Süleymanoğlu, şunları söylüyor:
“Bu yıl nezle ve grip salgınının daha az olacağını düşünüyoruz. Çünkü Covid-19 salgınından korunmak için hijyen kurallarına çok dikkat ediliyor. Gribal virüsler damlacık yoluyla yayılıyor. Artık el sıkma, öpüşme gibi sosyal ilişkilerimiz olmadığı için sosyal mesafeye dikkat edildiği için gribin yayılma seviyesi daha düşük olabilir.”
Grip ve Covid- 19’un ortak belirtileri olduğunu, her iki hastalıkta da kırgınlık ve yüksek ateş görüldüğünü hatırlatan Dr. Yaser Süleymanoğlu, “Covid-19’da tat ve koku almada sorunlar, nefes darlığı ve kuru öksürük yaşanıyor. Gripte de burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısı daha sık görülüyor. 39 derecenin üstünde ateş, nefes darlığı, şiddetli baş ağrısı, ağır öksürük ve ya genel durum bozukluğu halinde hemen hekime başvurmak gerekir” diye uyarıyor. Grip ve nezleyi önlemek için antibiyotik kullanmanın son derece zararlı olduğunu, antibiyotikler nedeniyle var olan savunma sisteminin çöktüğünü ve bu durumun da virüslerin çoğalmasına zemin hazırladığını vurgulayan Dr. Yaser Süleymanoğlu, etkin korunma yollarını şöyle sıralıyor:
Erken çocukluk eğitimi alanının ülkemizdeki en önemli uzmanlarından biri olan Doç. Dr Nalan Kuru tarafından yazılan ve 11 yaşındaki kızı Duru tarafından resimlenen ‘Arkadaşıma Ne Oldu? Bir de Tersinden Oku’ Sola Kidz Yayınevi tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlandı.
6-9 yaş arası çocukların sosyal, duygusal beceri gelişimini desteklemeye yönelik olan kitap; Can ve Gülperi’nin başlarından geçen bir olaya bakış açılarını anlatıyor. İki yönlü okunan kitapta çocuklar hem Can, hem de Gülperi’nin gözünden olayların nasıl farklı algılandığını görebiliyor.
Empati, farklılıklara saygı ve problem çözme gibi çocuklarda çok zor gelişen temel sosyal, duygusal becerileri desteklemek üzere yazılan ‘Arkadaşıma Ne Oldu? Bir de Tersinden Oku’, yazar, eğitimci bir anne ve çocuk bir çizerin gözü ile çizilmiş kitap bitiminde etkinlikler, tartışma konuları ve çalışmalar içeren ilk kitap olma özelliğini taşıyor.
Can’ın ve Gülperi’nin anlatımıyla, iki yönlü olarak okunan kitabın sonunda çocukların evde ebeveynleri ile, okulda ise öğretmenleri ile birlikte yapabilecekleri drama çalışması, problem çözme çalışması ve yaratıcı etkinlikler gibi bölümler bulunuyor.
Doç. Dr Nalan Kuru ‘Arkadaşıma Ne Oldu? Bir de Tersinden Oku’ için şöyle diyor; “Kitabın amacı, çocukların yaşadıkları olayları farklı bakış açısıyla görebilmesi, empatik düşünebilmeleri. Can ve Gülperi’nin bakış açısıyla olaylara bakan çocuklar ayrıca farklılıklara saygı duyabilmeyi, sosyal problem çözme becerilerini geliştirmeyi de kitapta bulabilecekler. Kitabın içindeki tartışma ve çalışmalar ise pekiştirici özelliğe sahip.”
Doç. Dr Nalan Kuru; ‘Hikayeyi iki kahramanın farklı bakış açısı ile iki kez yazıldı. Bu esnada çocukların empati kurabilmeleri için tüm detaylar aynı olarak korunmaya çalışıldı. Yetişkinler için not kısımlarıyla da çalışmalarda üstlerinde durulması gereken noktalar hakkında ipuçları verildi. Bu anlamda; kitabı okumayı bitirmekle kitabın işi bitmiyor. Aslında çocuklar ve yetişkinler okumayı bitirdiğinde her şey yeni başlıyor diyebiliriz.’ Diye konuştu.
Kitap Sola Unitas web sitesi dışında online mecralarda ve kitapevlerinde satışta.
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Furkan Şengöz, burun estetiği ameliyatının ardından burundan sürüntü yöntemiyle yapılan COVİD-19 testinin burun sağlığı açısından hiçbir sakıncası olmadığını açıkladı. Op. Dr. Furkan Şengöz, burun estetiği yaptıran hastaların telli yüz maskelerini nasıl takmaları gerektiğini anlattı.
Burun estetiği yaptırmak isteyen Türkiye ve yurt dışındaki kişilerin en çok merak ettiği soruların başında
“Estetik sonrası COVİD-19 testi yaptırabilir miyiz”
Op. Dr. Furkan Şengöz cevapladı;
“Burun estetiği ameliyatından bir hafta sonra COVİD-19 testi yaptırılabilir. Burun deliğinden genze doğru girilerek sürüntü alınan testin burun sağlığı açısından bir zararı bulunmamaktadır. Bu test yapılan estetik operasyon açısından bir risk oluşturmaz” dedi.
Op. Dr. Furkan Şengöz; Burun estetiği yaptıran hastalarımıza nasıl maske takmaları gerektiğini operasyon sonrasında anlatıyoruz. Hastalarımıza cerrahi maskenin tel kısmını biraz daha geniş ve bol bırakmalarını öneriyoruz. Öte yandan maskenin burun estetiği ameliyatının sonuçlarını olumsuz etkileyecek bir yönü de bulunmamaktadır” diye konuştu.