Barış Falay: “Hatta dizi çeken Barış’la tiyatro oynayan Barış bile birbirini tutmuyor.”
Barış Falay kamera önüne ilk geçtiği zamanları ve hayatının dönüm noktası olarak adlandırdığı anları için şunları söyle “Ufak tefek denemeleri dışarıda tutarsak, benim ilk işim “Aliye”. Dört bölüm için girip sonuna kadar devam ettirme şansım oldu. İlk set günleri korkunç bir heyecan içinde geçti tabii ki. Edirne’nin yaz sıcağında hiç unutmuyorum ilk sahnemi bir evin terasında her tarafı cam olan ufak bir odada çekmiştik. Dolayısıyla o yaz sıcağı hiç çekilmeyecek bir durumdu. Bütün terlemelerimden dolayı kendimi suçlu hissettiğimi hatırlıyorum. Defalarca gömleğin kurutulması benim için büyük bir ıstıraptı. Terlemelerim hep benim hatammış gibi hissediyordum. Ama tabii ki ilk günlerin heyecanı unutulmazdı. Lise 2’deyken mesleğimi seçtim, daha doğrusu mesleğimi seçebilir halde buldum kendimi. Tanıştığım andan itibaren çok büyük keyif alıyordum çünkü oyunculuktan. Sonra konservatuar sınavlarına girdim kazandım, o bir dönüm noktası oldu benim için. Kocaeli Şehir Tiyatrosu sınavına girip oranın kurucu oyuncularından olmak da bir dönüm noktası oldu. Daha sonra eşimle tanışmam, onun ittirmesiyle sektöre girmem ve “Aliye” önemli dönüm noktalarıydı. “Ezel” ve özel hayatımda da hemen “Ezel”in altı ay öncesinde doğan oğlum, bunlar hep hayatımın önemli dönüm noktalarıydı benim için. İnsanların izlenimleriyle ilgili ve kendisiyle ilgili başarılı oyuncu Falay; “Şunun farkındayım, herkes gibi benim de farklı farklı hallerim var. Evdeki Barış, iş hayatındaki Barış, hatta dizi çeken Barış’la tiyatro oynayan Barış bile birbirini tutmuyor. Ve bunun da sağlıklı olduğuna inanıyorum.”dedi.
Canan Ergüder “Onun gelişimini görmek çok büyük zevk.”
Oğlu Demir doğduktan sonar ilk kez bu kadar yoğun bir projeye giren Ergüder özel hayatı ve işinin nasıl dengede tuttuğunu açıkladı. “Ekibim bana karşı bu konuda çok duyarlı. Set dışındaki vaktim çoğunlukla oğluma ve eşime ait. Elimden geldiği kadar Demir’le vakit geçirip oyun oynuyorum. Onun gelişimini görmek çok büyük bir zevk.” Dedi.
Fatih Artman: ” Engin Günaydın’la gülmekten oynayamadığım anlar geliyor”
Ankaralı olan Artman’a İstanbul’a alışmanın zor olup olmadığı sorulduğunda “Olmadı açıkçası. Çok farklı iki şehir tabii ki. Düzeni, ritmi çok başka iki şehrin de. Ama ben çok sık gider gelirdim İstanbul’a, belki de ondan çok zorlanmadım. İki şehri de çok ayrı seviyorum.” dedi. Fatih Artman babasını erken yaşta kaybettikten sonra annesi ve iki ablasıyla birlikte büyümesiyle ilgili “Kesinlikle kadınlara karşı çok daha empati kuran bir insan olmamı sağladı. Bunu da çok sonradan anladım. Hayatta daha güçlü olmamı da onlara borçluyum. Ailem her şeyim.” dedi. En unutamadığı sahnelerle ilgili ise oyuncu “Engin Günaydın’la gülmekten oynayamadığım anlar geliyor aklıma hemen.” dedi.
Ayşenil Şamlıoğlu: “Kız Allah senin cezanı vermesin pek çirkinsin ama yine de seni seviyorum”
Önümüzdeki yıl tiyatroda 40. yılınızı kutlayacak olan tecrübeli oyuncu Şamlıoğlu bununla ilgili ” Tabii ki yaşımın ilerlediğinin farkındayım; farkında olmaz mıyım aynaya baktığım zaman görüyorum ama meslekte kaçıncı yılımda olduğumun farkında değilim olmak da istemiyorum. En fazla 10 yıl olmuştur gibi geliyor bana ve böyle hissetmekten de mutluyum. En çok korktuğum şey de o 40 yılın bilincinde olmak ve ona yaslanmak, öyle bir durumda kendini tekrarlayan biri olursunuz oysa sanat sürekli devinim, değişim ve gelişimdir.” dedi. her daim neşeli olan Şamlıoğlu kendisiyle ilgili “Evet, aslında genel olarak neşeli biriyim hatta güne başlarken aynanın karşısında o yataktan kalkmış darmadağınık halime bakıp suratıma suyu çarpmadan önce “Kız Allah senin cezanı vermesin pek çirkinsin ama yine de seni seviyorum” deyip kendi kendime kahkaha atarım. Güne enerjik ve pozitif başlamalı insan.” dedi.